Sunday, December 10, 2006

Siteyi Hazırlayan Hakkında

Çağrı DEMİREL, 07.03.1991 yılında Kırklareli’nde doğdu. İlkokul birinci sınıfı Doğan Işıkalp İlköğetim okulunda 2.3.4.5. sınıflarını Ahmet Mithat ilköğretim okulunda , 6.7.8. sınıfları Atatürk ilköğretim okulunda okudum. Halen lise öğrenimine Kırklareli’nin güzide okullarından birisi olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Lisesi 10 TM/D şubesinde devam etmekteyim. Öğretmenlerimi, arkadaşlarımı ve ailemi çok seviyorum . İleride hedeflerim arasında Türkçe öğretmenliği veya Türk Dili ve Edebiyat öğretmenliği vardır. Hobilerim arasında ve boş zamanlarımda web dizayn ve tasarım işleriyle uğraşmak,forum kurmaktan çok hoşlanıyorum..

Bilgilere Kaynak Kişi

ŞEHİTLERİMİZ

Camimiz

Okulumuz

Yemeklerimiz

YEMEKLERİMİZ
Türk kadınının mutfak marifetleri sorguya gelmez , Kavakderelilerin de... Mutfağa girince hepsi birer lezzet ustası kesilir. Anlatacak o kadar çok yemeğimiz var ki...Tarhana çorbasından tutun Kuru fasulyeye !! Annelerimizin yada ananelerimizin unutulmaz yemeklerinden bazılarının tariflerini bulacaksınız burada ama dikkat kolay göründüklerine bakmayın “aynı lezzeti yakalayabilecek misiniz!!!"
Tarhana
Buğday unundan yapılan bir çeşit çorbadır. Un, su ile hamur halini alıncaya kadar karıştırılır. Ondan sonra üç gün bekletilir. Hamur iyice ekşitilir, kırmızı biber ince ince doğranıp içine karıştırılır ve tekrar yoğrulur. Elle ovularak inceltilir. 3-5 gün kurutulup çorba yapmaya hazır hale getirilir
PAZI (Böreklik ve Gözleme için)
Hamuru için malzemeler:• 2 kg süt• 1 kg su• 15 yumurta• 2 çorba kaşığı tuz• 1 su bardağı sıvı yağYAPILIŞI: Bütün malzemeler karıştırılarak yumuşak bir hamur haline getirilir. Üzerine nemli bir bez örtülerek 1 saat dinlendirilir. Hamur dinlendikte sonra,hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar kopartılıp yuvarlanır. Tüm hamur böyle hazırlandıktan sonra yapılan yuvarlaklar sofra üzerinde oklava ve un ile ince pazılar halinde açılır.Açılan pazılar saç üzerinde altlı-üstlü (15 er saniye Ortalama) pişirilir.Pişirilen pazılar 2 gün 2 gece kurutulur.Kurutulan bu pazılardan kış boyunca börek ve gözleme yapılır. (Börek ve gözleme yapılırken pazı ılık ve yağlı suda ıslatılır.)
İncir Dolması:
Malzemeler: İncir, Pirinç, Şeker, Su
Hazırlanışı:
Dolam için hazırlanan incirler oyulur, oyulan incirlerin içine pirinç koyulur. Pirinç koyulan incirin içine şekerli su döküp pişirilir ve artık servise hazırdır.
Tuzla Biber
Malzemeler: tuz, biber, mısır, nohut, cibrike
Hazırlanışı:
Nohut,biber,mısır kavrulur.El değirmeni ( kayalarda ) çekilerek içine denilen ot koyulur koku vermesi için isteğe bağlı tuzun katılmasıyla yemeğe hazırdır

Biber Bulamacı
Malzemeler: un,biber,domates,sıvı yağ
Hazırlanışı:
Bulamacın ana malzemesi olan biber kavrulur kavrulan biberin içine domates rendelenerek ikisi birden ayrana katılır ve ayrana katılan biber ve domates ikisi birden son olarak unla karıştırılır. Üzerine kırmızı biber ve kızgın yağ dökülür. Afiyet olsun…..

Gelenek ve Göreneklerimiz

1) Evlilik ve evlilik adetleri

Evliliği bütün toplumlarda “ erkekle kadının aile kurmak için yasaca birleşmesi” olarak tanımlamak mümkündür. Burada yasa tabirinden mutlaka yazılı kanunlar anlaşılmamalıdır, zira evlilik eski bir kurum olarak varlığını yazı öncesi tarihlerden beri devam ettirmektedir.
Evlilik beraberinde bir dizi gelenek ve kural taşır, Armağan köyü de bu durumdan müstağni değildir, bu köyde de kalıplaşmış evlilik adetleri vardır
1.1 Kız isteme söz kesme ve nişan
Kavakdere’de evliliklere kız &erkek karar verir. Aile onayıda önemlidir ama aile zoruyla yapılan bir evliliğe rastlamak biraz zordur. Taraflar anlaştıysa bunu resmiyete dökmek için atılan ilk adım “kız isteme” dir.
Önceden karar verilmiş bir günde erkek tarafı kız istemek üzere gelin adayının evine gider, ama damat onlara katılmaz. O, evde heyecan içinde kız tarafının vereceği cevabı bekleyecektir. Aile büyükleri geleneksel olarak kahvelerini içerken “Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızını oğlumuza istiyoruz.” denilir. Eğer kız tarafının gönlü varsa, cevap “kısmetse olur”dur ki bu “Evet” anlamına gelir. Cevap acil bir şekilde “damat evi” ne ulaştırılır ki damat gelip söz yüzüklerini taksın diye. Damat ve gelin orada bütün büyüklerin öperler. Gelin adayı şanslıdır çünkü gelin el öperken eline para verilir.
İkinci adım “Bohça Alışverişi / Nişan” . Gelin ve damat tarafı genellikle Kırklareli’ne bohça alışverişine gider. Geline verilecek takılar hazırlanır, damat kız tarafına, kız tarafı da damat tarafı için alışveriş yapar. Alınan eşyalar güzelce paketlendikten sonra erkek tarafı kızın evine gelip gelin için hazırlanmış bohçayı kız evine bırakır, kendi için hazırlanmış bohçayı alır. Geline alınan hediyeler gelin evinde erkeğe alınan hediyeler erkek evinde sergilenir. Bütün köylü bohça görmeye gelinin evine gider. Birde o gün nişan yüzükleri takılır, ve nişan merasimi tamamlanmış olur. Artık çift resmi olarak nişanlıdır.

1.2 Düğün

Düğün günü önceden kararlaştırılır ve hazırlıklara başlanır. Düğünden bir gün önce hazırlanan davetiyeler ve kınalar hemen hemen bütün köye dağıtılır.
İlk akşam kına gecesidir ve genellikle gelin’in evinde yapılır.Kına gecesinde gecenin sonuna doğru geline iki kişi tarafından eline ve ayağına kına yakılır. Kına yakıldıktan sonra gelinin daha önceden hazırladığı kırmızı renkteki kınalar gelinin el ve ayaklarına giydirilir. Daha sonra gelin ve damat halay çekerler. Kına gecesinin sabahında erken kalkılır,davul ve zurna eşliğinde gelinin kınalarını yıkamak için, gelin ve damadın yakın akrabalarından bir grup köyün herhangi bir çeşmesine giderler. Giderken yolda durulur ve halay çekilir, çeşmenin yanına varıldığında gelinin kınaları yıkanır, çeşmeye bozuk para atılır ve geri dönülür. Kına’dan sonraki gün davul ve zurna eşliğinde halaylar çekilir, yöreye özgü oyunlar oynanır ayrıca takı merasimi yapılır.Düğün sonrası damat kendi evine gider ve orada gelini bekler. Gelin, evinde annesiyle babasıyla ve yakın akrabalarıyla vedalaşıp yapılan duanın ardından gelin arabasına bindirilip damadın evine doğru yol alır. Bu arada bir kişi “müjde yastığı” denilen yastığı gelinden önce damada ulaştırıp müjde parası alır.Gelin damadın evine ulaştığında arabada damadın gelip kendisini almasını bekler. Damat gelip arabada geleni indirmeye çalışır, fakat gelin naz yapar ve damattan altın ister. Altın takılmadan da abradan inmeyecektir. Gelin ve damat eve girmeden önce orada bulunanlara şeker ve bozuk para atarlar. Daha sonra gelin elindeki çiçeği orada bulunanlara atar çiçeği yakalayan çabuk evlenir yada bazı genç kızlar gelinin ayakkabısının altına isimlerini yazarlar kimin ismi çabuk silinirse o çabuk evlenir.adete göre gelini çiçeğini yakalayan çabuk evlenir.

2) Sünnet geleneği
Kavakdere köyünde sünnet 5 ila 12 yaşları arasında olduğundan okulların tatil olduğu yaz aylarında çocuğun süne düğünü yapılır.Sünnet elbisesi en az bir hafta öncesinden alınır,çocuğun yatağı renkli tülbent ve kağıtlarla,ışıklarla süslenir.Sünnet düğünü Cuma – Cumartesi veya Cumartesi – Pazar olmak üzere iki gün yapılır. Bu gecede akrabaları,yakınları ve komşuları toplanarak çocuğu oynatır,silah tutan parmaklarına kına yakarlar.Kına yakan kişinin koluna tülbent bağlanır. Kınayı yakacak olanın anne ve babasını sağ olmasına dikkat edilir. Bu sebeple çocuğun uzun ömürlü olması temenni edilir. Ertesi gün öğlen saatlerinde bir araba konvoyu oluşturularak sünnet çocuğu gezdirilir. Konvoyda tüm arabalara birer havlu bağlanır ve son olarak çocuk sünnet edilir. Sünnet edilme esnasında bir horoz kesilir. Çocuk yatağına yatırılınca mevlit okutulur, mevlit bitiminde orada bulunanlara pilav,ayran ve tatlı ikram edilir.Yakınları ve komşuları tarafından sünnet çocuğuna geçmiş olsun diyerek hediye verilir. Akşama eğlenceler,oyunlar yapılarak sünnet düğünü tamamlanır.

3) Bayram Geleneği
Kavakdere köyünde Ramazan bayramı ve Kurban bayramı,Mart dokuzu,Hıdrellez gelenekleri halk tarafından kutlanan bayramlardır. Ramazan ve kurban bayramları yaklaşırken evlerde temizlik yapılır,tatlılar hazırlanır,yeni giysiler için alışveriş yapılır.Ramazan bayramını arefesinde kuşların bile oruç tuttuğuna inanılır, herkesin oruç tutması istenir.Arefe gününde doğan çocuklara Arife,Arif; Ramazan bayramında doğan çocuklara da Ramazan, Ramize, Bayram gibi isimler konulur. Arefe akşamı herkes banyo yapar,temizlenir ve erkenden yatar. Bayram sabahı erken kalkılır,erkekler bayram namazına gider.Erkekler bayram namazından dönene kadar evdeki bekleyenler erkek gelmeden sofraya oturmazlar.Erkekler bayram namazından çıktıktan sonra cemaatle mezarlıklar ziyaret edilir. Bayram namazından sonra ve kabir ziyareti sonrasında küçükler büyüklerin ellerinden büyüklerde küçüklerinden gözlerinden öperek onlara para,şeker vb. gibi hediyeler vererek sevindirirler. Bayanlarda yemek yendikten sonra kabir ziyaretine giderler. Kurban bayramında aile varlıklı ise kurban kesilir. Yaşı küçük olanlar,büyükleri ziyarete gider,el öpüp bayramlaşılır ve bayramların vesilesiyle dargınlar barışır dostluklar tazelenir.

4) Yağmur duası
Kavakdere köyünde Yağmur duası hemen hemen köyde her sene yapılan hem dini hem de sosyal boyutu olan bir etkinliktir.Yağmur duası yapılacak gün önceden belirlenir, bütün köylülere davetiye çıkarılır. Yiyecekler hazırlanır, kesilecek hayvanlar ayarlanır ve görev dağılımı yapılır. Yağmur duasına sadece armağan köylüleri değil çevre köylüler de katılır, onlara da önceden haber verilir. Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra çevre köylerden gelen misafirler karşılanır. Cemaat toplanır eğer o gün hava uygunsa dua tepede yapılır, hava uygun değilse camide yapılır. Duadan sonra yağmur duasına ait özel bir namaz kılınır, daha sonra yemek muhaline geçilir. Görevli sofra sahipleri , sofraya oturanlara hizmet eder. Yemek yenilir, dua edilir ve daha sonra köylüler helâlleşerek ayrılırlar.
“Yağmur duası köyde hemen hemen her sene yapılır, çevre köylerden gelenlerle tanışılır, kaynaşılır ve dargın olanların barışmaları sağlanır.

5) Doğum Adetleri
Doğumlar çok acil durumlarda köy ebe varsa yoksa şayet bu işten anlayan tecrübeli kadınlar tarafından yaptırılır. Olağan durumlarda doğumlar hastanede yaptırılmaktadır. Doğumun ardından ev sahibi mutluluğunu köyle paylaşmak için bir yemek verir .
Doğumdan en az üç gün sonra yemek hazırlıklarına başlanır. Akika kurbanı kesilir, köye özgü yemekler yapılır, ayrıca etli pilav yapılır. Köyün kadınları doğum yapan kişinin akrabalık derecesine göre hediyeler getirirler. Ziyarete bütün köylüler gelirler. Yemeğin verileceği günden bir gün önce doğum yapan kişinin bütün akrabaları gelir ve yapılacak işlerde yardımcı olurlar.
Kadınlar yemeği yemek verilen evde yerler, evlerine giderlerken de bir tas yemek evlerine götürürler. Köy kahvesinde erkeklere lokum dağıtılır.
• Çocuk 40 gün dışarı çıkarılmaz, doğumdan sonraki ilk üç gün anne sütü yerine şerbet içirilir.
• Çocuğun göbeğini aile reisi çocuğun ne olmasını istiyorsa oraya gömer.
• Çocuğun dişi çıktığında çörek yapılır, içine para konur ve komşulara dağıtılır. Para kime çıkarsa o çocuğa hediye alır, ayrıca çocuğun dişini ilk gören de çocuğa hediye alır. Buna da “40’ı çıkma denir”
• “Çocuk yürümeye başladığında “tay durduğu zaman” Cuma günü Cuma namazına camiye getirilir. Caminin önünde ayakları bağlı bir şekilde orada oturtturulur. Camiden ilk çıkan kişi çocuğun ayağındaki ipi çözer ve ipi keser, kesene hediye verilir. Bu olaya da “köstek kesme” adı verilir.”

6) Askere gitme ve gelme törenleri
Askerlik memleketimizin her yerinde olduğu kavakdere köyünde de kutsal bir görev olarak kabul edilmektedir. Askerlik gençlerin evliliği öncesi en temel problem olarak görülmektedir. Köy sakinleri erkekler için en uygun evlilik yaşını askerlik sonrası olarak kabul etmektedirler. Askere gitmemiş bireylerin evliliğine pek sıcak bakılmamaktadır.
Muayene olmaya giden asker adayları köye geldiğinde davul ve zurna ile karşılanır, eğlence yapılır. Asker adayının yakın akrabaları askere gidecek olan şahısı yemeğe davet ederler. Askere gitmeden önceki Cuma imam asker adaylarına mevlit okur. Gidecekleri sabah davul ve zurna eşliğinde köyün meydanında toplanılır, helalleşilir, imam dua eder ve gençler askere gönderilir.
Askerlik görevini tamamlayan gençler köye dönüşlerinde onları taşıyan araç köyün içine korna çalarak girer askerden geldiğini duyurmak için bütün köylüye lokum dağıtır. Askere gitmeden önce olduğu gibi geldikten sonrada yakın akrabaları sıra ile yemeğe çağırır.

7) Ölüm adetleri ve mezar ziyaretleri

Ölüm adetleri kültürle bütünleşmiş geleneksel dini motiflerin ortak özelliklerini taşır. ölümden sonraki 7.ve 52. Geceleri mevlit okunur. Mevlitte yemek yada şeker dağıtılır. Defin işlemi erkeklerce yapılır, cenaze başında dualar okunur. Defin işleminden sonra bütün köylüler baş sağlığı ziyaretine giderler.
Mezar ziyaretleri dini bayramların olduğu gün bütün köylünün katılımı ile yapılır.
Camide bayram namazı kılınır, camiden ilk önce yaşlılar çıkar ve onlar sabit dururlar. Camiden çıkan gençler yaşlıların elini öper ve sıraya geçerler. Sıra mezarlığa doğru yapılır. Köyün erkekleri bayramlaşma sonrası topluca mezarlığa gider dualar okunur ve beraberce geri dönülür.

8) Hac törenleri
Hac inancı milli değerler açısından önemini halen korumakta kültürün ve dini inancın bir sentezi olarak canlılığını sürdürmektedir. Ülkemizde yaşlı sayılacak fertlerin hacca gitme isteklerinin daha belirgin olduğu bilinmektedir. Kavakdere köyünde de bu durumdan pek farklı bir görünüm arz etmemektedir.
Hacca gidecek olan hacı adayları köy meydanında toplanır bütün cemaat tekbir getirir ve dua yapılacak yere gidilir. Daha sonra hacı adayları köylülerle helalleşir imam dua eder ve hacı adayları hacca uğurlanır.
Hacılar kutsal görevlerini yerine getirip döndüklerinde bütün köylülerce karşılanır. Komşular ziyarete giderler ve daha sonra bütün köylüler sıra ile hacıları yemeğe çağırırlar. Yemekte cami imamı da bulunur.

Duyurular

Sayın değerli büyüklerim büyük uğraşlarla hazırladığım kavakderekoyu.blogspot.com web sayfam belirlenemeyen bir teknik arızadan dolayı göçmüş bulunmaktadır. Ancak üzülmeyiniz kısa sürede sizler için derslerimden kalan zaman olduğunda tekrar web sayfamız hazır olacaktır. Sizlerde bir istirhamın var eğer bir alan adı için katkıda bulunursanız sitemiz daha güvenli ve daha ilgi çeki hale getireceğim hepinize teşekkür eder saygılarımla. Çağrı DEMİREL GSM: 0 542 790 37 48

Köyün Tarihçesi

KÖYÜN TARİHÇESİ VE KÖYE İLK GELENLER

Kavakdere Köyü 1877-1878 Türk-Rus Harbinden sonra Şumnu ve Varna’dan göç edenler
tarafından 1896 yılında kurulmuştur.

Köyün adının nasıl ve nereden geldiği bilinmemektedir.Şükrü ÖZKAN’ın kendi beyanlarından Bulgaristan ŞUMNU ve VARNA kazalarından o zamanların göç sebeplerinde dolayı Bulgaristan’dan göç eden
1-Hüseyin Ağa lakaplı şimdiki soyadları (BULDUK) olarak bilinen kişi ilk olarak Kavakdere Köyüne gelmiştir.

2-Köye ikinci olarak gelen kişi ise Memiş Ağa olarak bilinen ve Soyadı Kanunu çıktığında (BURUCU) Soyadını alan kişi gelmiştir.

3- Köye üçüncü gelen kişi Ali Hoca lakaplı (DENGİZ) soyadı alan kişi gelmiştir.

4-Kavakdere Köyüne dördüncü olarak gelen Kel Aga lakaplı Ahmet (DEMİREL) gelmiştir.

5- Köye beşinci olarak ta Ahmet Ağa lakaplı (CANPOLAT) gelmiştir.

6- Altıncı gelen büyüklerimiz ise Salih Ağa lakaplı (ÇETİN) soyadını alan ailedir.

7- Köye yedinci gelen aile Hacı Hoca lakaplı (ÖZKAN) soyadı alan ailedir.
Bu ailelerden sonra ise Hacı hocanın kardeşi olan Ömer Hoca (KIRGIZ) ve bunların büyük ablaları Havva DAĞLI ‘nın köye geldiği bilinmektedir.
Kavakdere Köyüne bu gelenlerden sonra göç ederek gelen kişi Yanaz Hasan (ERCAN), Topal İbiş lakaplı büyüklerimiz ile Lakap olarak Tümenler, Veysallar ve Şaban Ağalar bugünkü soyadları (ERGEN) olarak bilinen kişiler gelerek Kavakdere köyüne gelerek yerleşmişlerdir. Kavakdere köyünün bugünkü nüfus etkisine bu kişilerin rolü vardır.